top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıEngelli Hayvanlar

Dünya bu görüntülere ağladı!

'HAYATİ BİR VAZGEÇİŞ'

Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği Kurucusu Çağrı Sert Özkaya, Milliyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, "İzolasyon yani tek başına bırakılma ya da kendi türüyle birlikte de olsa yaşam alanında uzakta, dar bir alana hapsedilme hayvanlarda ciddi derecede stres yaratıyor" dedi ve ekledi:

"Örneğin çok bilinen bir papağan resmi vardır; duvardaki ağaç resmine başını yaslamış, mutsuz bir papağandır. Ancak stres dediğimiz durum sadece psikolojik bir mutsuzluk değil; çok daha derin ve hayatî bir vazgeçiş tabiri caizse. Hayvan hayata küsüyor, yaşamaktan vazgeçiyor. Bu duruma uzun süre evde bakıldıktan sonra barınağa terk edilen köpeklerin yemek yemeyi keserek ölüme yatmalarını ya da hayvanat bahçelerinde tek başlarına hapsedilen hayvanların normal dışı 'rutin' hareketlerini örnek gösterebiliriz: Kafalarına duvara vurma, sürekli aynı yerde ve şekilde dönme, tüylerini ya da uzuvlarını yeme, kanatma, koparma gibi."


DOĞRUDAN STRESLE BAĞLANTILI

Balina esaretine son verilmesi için kampanya yürüten Rob Lott, iNews'a Kiska'nın videoda gösterdiği davranışla ilgili açıklamalarda bulundu ve Kiska'nın hareketinin, vahşice yakalanmış İzlanda orkasının vahşice yakalandıktan sonra yapay bir ortamda yetiştirilmesi sonucu ve doğrudan stresle bağlantılı olduğunu söyledi.

Ne yazık ki bu tek olay da değil. Kiska'nın gösterdiği bu tekrarlayan ve kendi kendine yapılan davranış, yıllarca süren can sıkıntısının hiçbir özelliği olmayan tanklarda tutulan diğer tutsak orkalarda da görüldü.


KISKA'NIN YAŞADIĞININ 42'DE BİRİNİ YAŞADIK AMA...

Çağrı Sert Özkaya, hayvanların da tıpkı insanlar gibi sosyal canlılar olduklarını; her birinin bir eşi, ailesi, arkadaşı olduğunu hatırlatarak pandemi sırasında yaşadığımız kapanmadan örnek verdi. "Pandemi sürecinde sokağa çıkma yasaklarında hepimiz evlerimize kapandık. Yaşadığımız hapsolma hissi, Kiska’nın 42 yıldır yaşadığının sadece 1 yılı" ifadelerini kullanan Özkaya, "İnsanlar olarak kendi keyfimiz ya da 'ihtiyaç'larımız için onları doğal yaşam alanlarından ve ailelerinden kopardığımızda, Kiska’nınki gibi davranışlarla karşılaşıyoruz. O kadar kötü etkileniyorlar ki yaşam enerjilerini yitiriyorlar ve intihar girişimi olarak yorumlayabileceğimiz davranışlar sergiliyorlar" dedi.

Rob Lott'a göre kronik stres, tutsak orkaların bağışıklık sistemlerini ve fizyolojisini tehlikeye atarak çeşitli hastalıklara neden olabileceği gibi ölümle de sonuçlanabilir.


SON 10 YILDIR YAPAYALNIZ

Kiska'nın 2011 yılından beri kendi türünden bir arkadaşı yok ve vahşi doğada deneyimleyebileceği sosyal kültürden her yönüyle yoksun. Orkalar ve aslında tüm balinalar ve yunuslar, esaret altında yaşam için son derece zayıf adaylar olarak nitelendiriliyor.

Esaret altındaki orkaların kötü durumu, SeaWorld tarafından tutulan bir orca olan Tilikum'un çevresindeki olayları inceleyen 2013 yapımı belgesel "Kara Balık" tarafından mercek altına alınmıştı. Film, SeaWorld için milyonlarca dolarlık kayıp da dahil olmak üzere büyük bir halk tepkisi yarattı ve işletmeyi orka yetiştirme programını sonlandıracağını ve orkaların kullanıldığı canlı performansları aşamalı olarak kaldıracağını duyurmaya sevk etti.


'NORMAL HABİTATINA DÖNMEZSE ÖLÜM KAÇINILMAZ'

Kiska'nın kurtarılması için neler yapılabileceğini anlatan Veteriner Hekim Şükran Demirkol, "Kiska'nın durumunu düzeltmek için acilen kendisi için en uygun doğal koşulların olduğu yerde serbest bırakmak ve normal habitatına dönmesine izin vermek gerekir, aksi halde ölüm kaçınılmaz olur" diyerek durumun ne kadar ciddi olduğunun altını çizdi.


'KENDİ TÜRÜNDEN CANLILARLA BİR ARAYA GELMELİ'

Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği'nden Çağrı Sert Özkaya ise, hayvanı insanın kullanımına ve dolayısıyla sömürüsüne sunan bir yaklaşım olan “insan refahı” kılıfının bir kenara bırakılması gerektiğini vurguladı:

"Nasıl ki bir dolmuş şoförü para kazanmak için dolmuşuna iyi bakmak zorundaysa, insan refahında insan da kullandığı, sattığı, üzerinden çıkar sağladığı hayvana iyi bakmak zorundadır. Yani bir özgürlük ve yaşam hakkı değil, tamamen insan odaklı bir çıkar söz konusudur. Hayvan bir canlı değil, maldır. Kiska da tıpkı yukarıda ifade ettiğim gibi terazinin bir kefesinde Kiska’ya bakıp eğlenenler diğer kefesinde bu eğlenceden para kazananlar arasında sıkışıp kalmış bir tutsak. Tüm ailesini kaybetmiş olan Kiska’nın 42 yıl sonra doğal yaşamına nasıl uyum sağlayabileceği ırkın uzmanları tarafından ele alınmalı, kendi türünden canlılarla bir araya gelmesi sağlanmalıdır."

Kiska'nın en kısa zamanda ait olduğu yere yani okyanusa bırakılması gerektiğini savunan Özkaya, akvaryumun başka bir tutsakla doldurulmaması gerektiğini vurguladı ve ekledi: "Yaşam hakkının temel felsefesi, her canlının özgür olmasıdır."


Röportajın tamamı için lütfen linke tıklayın: https://www.milliyet.com.tr/dunya/dunya-bu-goruntulere-agladi-olum-kacinilmaz-olur-6597756

10 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Mama lobisi

Yazı: Blog2_Post
bottom of page