top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıEngelli Hayvanlar

"Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim." Ulrike Meinhof

Yaklaşık 10 gündür mobil baz istasyonu tamire gittiği için kesik olan internetimiz dün akşam geldi. Gelmez olaydı.


Önüme düşen haberler o kadar kötü ki, “keşke hiç gelmeseydi internet” dedim.


“Daha kötüsü olamaz” dediğim günleri geçen #14Ocak’ta geride bırakmıştım. Aşamadığım, atlamadığım için insandan uzak en yere, telefonun bile çekmediği köye kaçtım. Ama öyle berbat bir ülkedeyiz ki, kötünün çıtasını arşa çıkardık. Belediyeler katliamlara başladı. Her yer köpek ölüsü dolu. Her yer. Barınaklara baktığınızda, hepsi İkinci Dünya Savaşı Nazi kamplarından farksız; belki daha bile kötü çünkü köpek öldürmek insan öldürmekten daha kolay ve insanlar daha tepkisiz. İkisi de insanlıkdışı, ikisi de zulüm.


Denilene göre –doğru mu bilmiyorum- Düzce depremi beklenmeyen bir depremmiş ve İstanbul’daki riski artırmış. Öyle bir deprem olsun ki diyorum, bugün katline sustuğunuz o köpeklerin burnuna muhtaç olun. Söz veriyorum, sokaklarda istemediğiniz o köpekleri sokaklara yığılan enkazlara göndermeyeceğiz sizi bulmaları için. Her afette sayısız hayat kurtaran köpekleri bizler koruyacağız. Sizi o enkazdan kim “koklar” çıkarır, o da sizin meseleniz olsun.


En sevdiğinizden, en yakınınızdan çıksın Şila’nın ahı. Yanarak ölmek en acılı ölüm biçimidir. Biz o acıyı içimizde hissediyoruz son bir yıldır. Kendi adıma, asla sakinleşmedim. Sakinleşmeyeceğim. “Üzgünüm” diyerek sessizce bu zulme taraf olacağıma öfkeli olmayı, kalmayı tercih ederim. Ölümü, zulmü asla normalleştirmeyecek ve asla sessiz kalan bencil çoğunluktan olmayacağım. İnsanın hiçbir şeyi olmasa da bir duruşu, bir tavrı olmalı. Sessizlik, suskunluk her zaman HER ZAMAN kötüden, zulümden yanadır. Ve bilin ki, bugün bu ülkede köpeklere yönelik başlatılan şiddet ve zulüm, bir yaşam biçimine saldırı. BİZİM yaşam biçimimize saldırı. O kadar sığ ve bencilsiniz ki, sanıyorsunuz ki sıra size hiç gelmeyecek. Gelecek. Çocuklarınızı gönderecek okul bulamadığınızda, tecavüz edilirler korkusuyla dışarı gönderemediğinizde, el kadar çocukların giydikleri kıyafet nedeniyle her an öldürülmeleri korkusunu yaşadığınızda anlayacaksınız bugün bizim ne hissettğimizi.


Bugün eğer siz köpeklere yönelik başlatılan bu saldırılara, zulme, katliama karşı sessizseniz, benim kapım size kapalı. Sokaktaki hayvana sahip çıkana kapım her daim açık. Siyah ile beyaz kadar açık bir ayrımdan söz ediyorum. AYRIMCILIKsa, evet, ta kendisi.


Bana ve benim gibi sahada olup hayvan kurtamaya çalışanlara agresif, katı, sinirli vb diyen çok. Öyleyiz belki. Kendi adıma “değilim” diyemem. Öyleysem de haklı bir davam var. Ama daha iki sene önce “Çocuklarla köpekler birlikte büyümeli” diyen, çocuklar ve hayvanların birlikte yer alacağı etkinlikler düzenleyen bir insan çocuk gördüğünde köpeklerini korumaya alacak, “Ailesi kesin bir sorun çıkarır, çocuklar köpeklerimden uzak dursun” diyecek hale gelmişse, bir zahmet çuvaldızı önce kendinize batırın. Siz bize saldırıyorsunuz, biz size değil.


Bugün tanıdığım her 10 kişiden 9’una hayvan konusunda yardımım dokunmuştur. Büyük çoğunluğu para ile ilgilidir. Ya kliniklerde dernek indiriminden yararlanmak isterler ya ilaç ya da mama isterler. Pansiyon parası vermek istemezler, hayvanı ben alayım isterler. Öyle zamanlarda benden iyisi yoktur. Ne agresifimdir ne de katı. Ama ne zaman ki ben bir şey isterim bir hayvan için… Eyvah eyvah. Çok abartmışımdır, daha nereye kadar hayvan alacağımdır, çok takıyorumdur vs vs. Sanki parasını kendi ödüyor, evime gelip hayvanıma laf eder… Hayvan bakmak parasını başkası ödeyince, bir de yasal olma derdi olmayınca pek keyifli olsa gerek. Ama bugün adım gibi biliyorum o insanların biri bile elini taşın altına koyup tek bir hayvanı kurtarmayacak sokaklardaki bu katliamlardan. Asla.


Şila başta olmak üzere kafeslerde yakarak, zehirleyerek öldürdüğünüz, şikâyet ettiğiniz her köpeğin ahı evinizden, ailenizden eksik olmasın.


İnsan olarak ne yaşatıyorsak gücümüz yetene, kendini koruyamayana, aynısını kendi çatımız altında yaşamadan ölmeyelim. Lafa gelince eşitlik, adalet naraları atmayı pek severiz. Bir de buradan yakalım.



Güçsüzün korunmadığı hiçbir yerde adaletten söz edilemez.


16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Mama lobisi

Yazı: Blog2_Post
bottom of page